Ayasofya Yerleşkesi, Osmanlı'nın dil ve kültürlerarası zenginliğini keşfetmek isteyen katılımcıları 1 Kasım 2024'te bir araya getirdi. "Osmanlı Devleti'nde Çok Kültürlülük ve Tercümanlar" başlıklı seminer, dönemin dilsel çeşitliliğini ve tercümanların toplumdaki stratejik rollerini derinlemesine inceleyen etkileyici bir etkinlik oldu. Seminerin koordinatörleri; Prof. Dr. Sakine Eruz,
Dr. Öğr. Üyesi Rana Kahraman,
Dr. Öğr. Üyesi Nihal Özdemir,
Arş. Gör. Rabia Odabaşı ve Uz. Sefa Nur Kuruçay, Osmanlı’daki çok dilli yapıyı, tercümanların kültürel etkileşimdeki kritik katkılarını katılımcılara aktardılar.
Seminerin en dikkat çekici bölümlerinden biri, Osmanlı'da "çok dilli basın" anlayışının nasıl şekillendiği ve tercümanların bu süreci nasıl dönüştürdüğüne odaklanmasıydı. Osmanlı, farklı etnik grupların ve dillerin bir arada yaşadığı bir imparatorluktu ve tercümanlar, bu dilsel çeşitliliği gazetecilikten edebiyat dünyasına kadar pek çok alanda köprüler kurarak yansıtıyordu. Katılımcılar, Osmanlı’daki çok dilli gazetecilikle ilgili özgün örnekler ve tercümanların bu alandaki etkilerini keşfettiler.
Seminerde, ayrıca "subay olarak tercüman" olmanın, özellikle askeri diplomasi ve savaş zamanlarındaki stratejik önemi de vurgulandı. Tercümanlar, yalnızca dil aracılığıyla değil, aynı zamanda kültürler arası anlayışı ve etkileşimi sağlayarak, Osmanlı ordusunun dış ilişkilerdeki başarısına önemli katkılar sağladılar. Bu bağlamda, tercümanlar askeri operasyonlardan, diplomatik müzakerelere kadar pek çok kritik süreçte stratejik bir rol üstlenmişti.
Bir başka ilgi çekici konu ise "dil oğlanları" olarak bilinen, genç yaşta Osmanlı sarayına alınan ve dil öğrenerek önemli devlet görevlerinde kullanılan tercümanlardı. Bu uygulama, sadece dilsel beceri değil, aynı zamanda siyasi ve kültürel bir formasyon süreciydi. Seminerde, bu "dil oğlanlarının" eğitim süreçleri ve saray içindeki toplumsal statüleri detaylandırılarak, dönemin sosyal yapısına dair ilginç bilgiler paylaşıldı.
Tercümanların kültüre olan katkılarına da özel bir yer ayrıldı. Seminerde, tercümanların yalnızca dilsel değil, aynı zamanda kültürel bir aktarım aracı olarak nasıl işlev gördükleri ele alındı. Farklı kültürlerin bir araya gelmesinde, tercümanların büyük bir rol oynadığı, Osmanlı'da Batı ile Doğu arasında bir köprü işlevi gördükleri vurgulandı. Katılımcılar, tercümanların bu rolünü, Osmanlı'nın kültürel mirasını günümüze taşıyan bir araç olarak daha yakından incelediler.
Sergide ise, Osmanlı'da tercümanların kullandığı araçlar, diplomatik yazışmalar ve önemli tarihi belgeler yer aldı. Katılımcılar, dönemin çok dilli yapısını ve tercümanların mesleklerine dair derinlemesine bir anlayış geliştirme fırsatı buldular.
14.30-17.00 saatleri arasında süren etkinlik, tarihçiler, dil uzmanları ve kültür meraklılarının yoğun ilgisini çekti. Etkinlik, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel çeşitliliğini ve tercümanların bu süreçteki eşsiz rollerini bir kez daha gözler önüne serdi.